Disleksi, normal zeka seviyesine sahip bireylerde okuma, yazma ve heceleme yetilerinde belirgin zorluklarla karakterize edilen bir nörogelişimsel bozukluktur. Genetik faktörler (örneğin, KIAA0319 geni varyantları) ve erken dönem çevresel etmenler (örneğin, prenatal stres ve bağışıklık sistemi düzensizlikleri) disleksinin gelişiminde rol oynayabilir.

Disleksili bireylerin beyin yapılarında ve işleyişinde belirgin farklılıklar görülür; özellikle sol hemisferin okuma ve dil işleme bölgelerinde azalmış aktivite ve bunun telafisi için sağ hemisferde artan aktivite yaygın bir bulgudur. Elektroensefalografi (EEG) verileri, disleksili bireylerde yavaş beyin dalgalarının (delta ve theta bantları) artışı ve beta1 bandında azalma gösterdiğini ortaya koymaktadır. Özellikle sol parieto-oksipital ve temporal bölgelerde azalan aktivite, okuma süreçlerinde önemli zorluklarla ilişkilidir. Disleksili bireyler, bilişsel görevler sırasında normalde görülmesi beklenen alfa dalgası baskılanmasını göstermezler, bu da dikkat süreçlerinde bozulmaya ve duyusal bilgi işleme süreçlerinde aksaklıklara işaret eder.

Ayrıca, EEG çalışmalarında hemisferler arası bağlantısallığın bozulduğu ve disleksili bireylerde theta dalgalarının belirgin bir şekilde daha güçlü ve senkronize olduğu bulunmuştur. Bu durum, kortikal hiperarousal durumunu ve sinir ağlarındaki düzensizliği gösterebilir.

Yapay zeka (YZ) destekli analizler, disleksi ile ilişkili bu biyobelirteçleri yüksek doğrulukla tespit edebilmekte ve erken teşhis ile kişiselleştirilmiş müdahaleleri mümkün kılmaktadır.